top of page
  • Yazarın fotoğrafıZeynep Kayrak

Bu Aralar Severek İzlediğim Filmler #1



1. Aftersun

Ülkemizde ilk olarak Film Ekimi'nde sonrasında da Ayvalık Film Festivali'nde gösterime giren After Sun, 90'lı yıllarda Fethiye'de tatil yapan bir baba ve kızın dokunaklı öyküsünü anlatıyor.


Yönetmeni Charlotte Wells'in ilk uzun metrajlı filmi olmasından dolayı kamuoyunun dikkatine bir anda giren film Normal People'daki derbeder performansından tanıdığımız Paul Mescal sayesinde de şahlanmış diyebiliriz.


Calum genç yaşta baba olmuş ama onun getirdiği sorumlulukları pek de karşılayamayan bunalımda bir babadır ve 31. yaş gününde kızı Sophie ile Türkiye'ye tatile gelirler. Sophie, babası istemese de tatildeki her anı kayıt altına almak için kamerayla dolaşır.


Odaya yerleştikleri daha ilk dakikadan babanın 5 parasız ve depresyonda olduğunu anlayabiliyoruz. Sophie bunun son derece farkında bir çocuk ama ergenlikte olmasına rağmen babasıyla arayı iyi tutmaya çalışıyor ve onu mutlu etme peşinde...


Benim fazlasıyla kalbimi kıran bir film oldu açıkçası... Türkiye'de çekildiğinden midir bilmiyorum bazı metaforlar çok yerli yerindeydi. Özellikle parasızlıkla alakalı olanlar...

Mesela, kızının halıcıda bir halıyı çok beğenmesi ama paraları olmadıkları için alamayıp, Calum'un dakikalarca halıya bakması...


'Her şey Dahil' konsepte parasızlıktan dolayı dahil olamamaları ama Sophie'nin bir şekilde bunun üstesinden gelmesi... Calum'un yemek masasında kızına tatilin nasıl geçtiğini sorarken ki memnuniyetsizliği ve Gamsız Hayat şarkısının tam da yerine oturması!


Sophie tatilde aslında fazlasıyla yalnızdı ve belki de babasıyla son kez bir arada olduğunu bilerek hep mutlu olmaya çalıştı fakat Calum duvarlarından ötürü Sophie'ye yardımcı olamadı. Bence insanın tattığı en büyük ve en acımasız duygu; bir şeyin biteceğini bilerek onu son kez yaşamasıdır. Sophie babasının gideceğini hep biliyordu. Yönetmen filmin sonunu bize yazdırıyor, spoilera girmediği için söyleyeceğim; bence Calum intihar etti! Bunu da hem kızına bıraktığı nottan, hem de Sophie'nin kendi 31. yaş gününde tatildeki kayıtları izlerken hayatını bir erkek yerine bir kadınla birleştirmesinden anladım. Valla bu filme benim puanım gerçekten 10 !


2. Jerry & Marge Go Large

Sımsıcak bir film arayanlar için sımsıcak bir aile filmi önerisidir. 👌😊 Bazen kafamızı yoracağımız şeyler izlemek istemeyiz, ben de istemem. Bu film gerçek bir hayat hikayesini anlatıyor.


Matematik dehası olan Jerry, 25 yıl çalıştığı şirketten emekli olduktan sonra ne yapacağını bilemez bir halde kasabada aylak aylak dolaşır. Bu halinden nefret eder çünkü kendisi çalışmaya çok alışmıştır. Bir gün piyango oyunlarından birisinin istatiksel bir açığını keşfeder ve emeklilik ikramiyesiyle oynamaya başlar. İlk başta bunu ailesinden kimseye söylemez ama sonrasında kazanmaya başladıkça eşine söyler ve ikili daha büyük oynamaya karar verir.

Kazandıkları bütün paraları kasabası için harcayan bu tatlış çiftimiz Harvard'da okuyan bir ergenin ağına takılınca işler değişmeye başlar. Çok iyi bir baba, çok iyi bir dede, çok iyi bir eş ve arkadaş olan Jerry ile Marge bu gencin hırsı karşısında ne yapacağını şaşırır.


Sımsıcak bir aile filmi demiştim ya, Jerry'nin kazandığı paraları şirketleştirirken torununundan yardım istemesi ve onun çizdiği resmi şirketin logosu yapması benim kalbimi çalan detay oldu. 😌💕 Okuduğunuz için teşekkürler ! :)





Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page