Herkese kocaman bir merhaba!
Bu yazıyı tembelliğimden dolayı tam 3 ay ötelemiş olsam da, birçok arkadaşımın gelecek yaz planı için İtalya'ya gitmeyi düşündüğünü öğrendim. Ve sağolsunlar, yazılarımın onlara referans olduğunu bana hatırlatıyorlar, ne diyeyim çok mutlu oluyorum çünkü yazı yazmaya bayılıyorum!
Kendime, hiç hissetmesem de 31. yaş günü hediyesi olarak planladığım İtalya seyahatim 6 gün sürdü. Önce Milano'ya indim 2 gece burada konakladım, sonra 2 gece Como ve 2 gece Lugano olmak üzere, birbirine tren mesafesinde olan bu yerlerde harikulade 6 gün geçirdim. Sizler de böyle yapabilirsiniz veya basitçe Maps üzerinden yakın rotaları alternatif olarak değerlendirebilirsiniz.
Artık yurt dışına gitmek Schengen vizesi lazım, şuradan alınır şöyle başvurulur gibi detaylardan bahsetmeyeceğim. Hepimiz biliyoruz nereye nasıl gideceğimiz, bu nedenle direkt rota ve önerilere başlıyorum, şimdiden keyifli okumalar dostlar!
MİLANO
Pegasus, yaklaşık 3 saatlik bir uçuşun ardından Milano Bergamo Havalimanına iniş yapıyor, bu havalimanı şehre epey uzak. Ama panik yok, pasaport kontrolleri ardından çıkınca Terravision ve Orio isimli iki farklı Shuttle servislerini görebilirsiniz. Biletleri öncesinde internet sitelerinden alırsanız 8 euro, hemen orada alırsanız 10 euro karşılığında sizi Milano Central'a bırakıyorlar.
Biz de biletimizi inince aldık ve 50-55 dk bir mesafenin ardından Central'dan konaklayacağımız Airbnb evi için bir metro aktarması daha yaptık. 24 saatlik metro biletleri 4,5 euro, 48 saatlik olanlar ise 8 euro idi. Biz 2 gün kalacağımız için 48 saatlik versiyondan aldık.
Milano'da konaklama meselesi biraz tuzlu, bütçemize uygun ne hostel ne de hotel bulabildik. Bu yüzden Airbnb tercih ettik ama iyi ki öyle yapmışsız. Çok temiz ve her yere 1 metro mesafesinde, lokasyonu da hiç fena olmayan bir evde konakladık. Ayrıca kahvaltımızı da evde yaparak seyahat bütçesinden tasarruf edebildik. 2 gün için ve 2 kişi Carrefour'dan peynirli, zeytinli, nutellası, yumurtası olan malzemelerimize total 8 euro ödedik, dışarıda kahvaltı olayına meraklı değilseniz baya iyi oluyor. Konakladığımız Airbnb evi için buraya tıklayınız.
Modanın başkenti Milano, gerçekten çok şık mağazalara ve insanlara ev sahipliği yapıyor.
2 gün ayırmak baya yeterli olur. Ama ekstra 1 gün de size farklı yerler keşfettirebilir elbette!
Duomo Katedrali Milano
Milano'nun canı kanı katedral yaklaşık 600 senede tamamlanmış ve şu an yılda 2 milyondan fazla ziyaretçi alıyormuş. Katedralin içini çatısı ile beraber gezmek 14 euro. Tüm bilet detayları için de şuraya bakabilirsiniz. Biz içini gezmedik, dışarıdan görmek de yeterli oluyor gayet görkemli bir katedral ve etrafında yüzlerce alışveriş dükkanı ve restoran mevcut.
Galeria Vittorio Emanuele II
Burası kocaman cam tavanları ve muhteşem heykel & resim sanatına sahip olan bir alışveriş merkezi. Katedralin hemen yanında olduğundan oradan çıkıp ister istemez buraya giriyorsunuz. İçerisinde birçok luxury mağaza mevcut. Benim çok beğendiğim bir yapı oldu.
Sempione Park
Şehirlerdeki parkları çok severim, İstanbul'da neredeyse bir elin parmağını geçmeyecek kadar az olduğu için yurt dışına gittiğimde doğada vakit geçirmek fazlasıyla hoşuma gidiyor. İster piknik yapmak için, isterseniz spor, isterseniz de dinlenmek için gidebileceğiniz şehrin merkezinde bir nefes burası. Biz gittiğimizde İtalyan erkekler futbol oynuyordu hatta bir süre onlara daldık 🤩 Birçok beyaz yakalı da iş sonrası şaraplarıyla buraya akın ediyordu...
Arco Della, Zafer Takı
Parkın hemen kuzey tarafında görebileceğiniz görkemli bir tank. Fazlasıyla turistik olmasına rağmen biz gittiğimizde bir tane bile fotoğraf çeken turist yoktu, şanslıyım hemen çektim. 🙂
Navigli
Ortasından minik bir nehirle ayrılan sarı ve turuncu tonlarında 1-2 katlı binalardan oluşan aslında old town tadında bile diyebileceğimiz, ama yerliler arasında daha çok akşam yemeği, date gibi önemli anlarda tercih edilen bir bölge burası. Çok fotojenik olduğu için ben de bir anı bırakmak istedim. 🙂 Ayrıca minik bir not; burada bulunan restoranlardaki şefler sanırım özel seçim- hepsi en az Danilo şef kadar karizmatik! 😋🥳
Brera
Brera için Nişantaşı desem yalan olmaz. Heybetli ve asortik binalar, altlarında ise hep kafeler mevcut. Ayrıca ortadan geçen nostaljik tramvaylar ortama süper renk katıyor. Özellikle saat 17.00 gibi birden kalabalıklaşıyor. Aileler, arkadaş grupları hep burada. Milano'da belli bir saate kadar Happy Hour kültürü var, 1+1 kokteyller veya kokteyller sizden Aperotivo'lar bizden gibisinden... Bu yazıları sıkça görürsünüz.
Bizim Brera deneyimimiz her blogda övgüyle söz edilen "The Fisherman Pasta" nedeniyle biraz çöp olsa da bölge görülmeye değer. İnanılmaz övülen bu makarnacı da zar zor yer bulup midyeli makarna söyledik. Makarnadaki tuz oranı ve çiğlik nedeniyle fenalık geçirip 3 Litre falan su içtik, zaten bir tanesini bile bitiremedik hatta arkadaşımın tansiyonunun fırlaması nedeniyle kendimizi eve zor attık. Kesinlikle tavsiye etmiyorum.
İşte Milano ile alakalı aktarabileceklerim bu kadar. 2 gece için baya keyifli ve yeterli bir rota.
Eğer daha uzun konaklayacaksanız ve Como'ya da geçecekseniz, şuradan Como notlarıma da bakabilirsiniz. Ayrıca yine trenle 1 saat mesafedeki Lugano'ya da gitmenizi öneririm. Lugano yazım için Lugano notlarıma bakabilirsiniz.
Okuduğunuz için çok teşekkürler,
Yine gelin!🌻🥰
Comments