top of page
  • Yazarın fotoğrafıZeynep Kayrak

Boşanma Davası Açtıracak Şehir: Berlin, Almanya

Sadece 185 tl’ye bulduğumuz gidiş&dönüş uçak bileti sayesinde son dönemde hipster nüfusunun vazgeçilmez merkezi Berlin’de bulduk kendimizi. Almanya bok gibi ülke ya klişesini bir kenara bıraktıracak; 1 Kürt, 1 Laz ve 1 Trakyalı olarak çıktığımız Berlin yolculuğunda  yaşadıklarımızı bu yazıda bulabilirsiniz.


Hadi gelin başlayalım!


Evet arkadaşlar, şehir içi treni buradan geçiyor.


Berlin’e Ulaşım: Pegasus hala bu ülkede uçuş yapıyorken hiç kimse “Avrupa’ya gidemiyorum yea çok pahalı” demesin. Zara’dan 2 kazak almayın da gezmeye gidin bi zahmet. Berlin’de 2 adet havaalanı bulunmakta. Bir tanesi Tegel Airport. Burası tüm global uçuşları sağlayan havaalanı. Diğeri ise, daha küçük havayollarına ait uçuşlar yapan Schönefeld Airport. Pegasus’tan bilet aldığınızda Schönefeld’e iniyorsunuz. Beşiktaş Kazan kadar bir havaalanı desem abartmış olmam. İniyorsunuz, gümrük memurunu geçin ve sonra dışardasınız 😀

Neyse çok uzattım. Berlin muhteşem bir toplu taşıma sistemine hakim olduğundan dolayı tüm raylı sistemler ve otobüsler 7×24 çalışıyor.  Havaalanından çıkınca kapıda duran herhangi bir otobüse binerseniz sizi metro istasyonuna bırakacaktır buradan istediğiniz yere gidebilirsiniz. Yok ben metroya binemem diyen varsa o Türk taksicilere binsin zaten sinek avlıyorlar.


Berlin İçi Ulaşım: Bizim laz Özlem'in deyimiyle, “iyi kızlar U-Bahn’a biner, kötü kızlar da S-Bahn’a” 😀 Berlin’deki ulaşımın temelini oluşturan 2 metro hattı bu. U-Bahn neredeyse sokak aralarına bile giderken, S-Bahn daha çok yeryüzünden ana caddeler üzerinde gidiyor. Şöyle bir site var tüm hatları görebilirsiniz.  ➡️ http://berlinmap360.com/


Aynı zamanda Almanya genelinde telefonunuza indirerek kullanabileceğiniz ve gideceğiniz yer ile o anki lokasyonunuzu yazarak ulaşım koordinatlarına erişebileceğiniz harika bir app’de mevcut. İsmi BVG. ➡️ http://www.bvg.de/en/ Bizim işimize çok yaramıştı, sizin de mutlaka yarayacaktır, indirmenizi tavsiye ederim.


Ulaşım Ücretleri: Tek yön bilet ücreti 2,70 € / Tüm gün geçerli bilet ücreti 7,70 € / Müzeler + tüm ulaşımda geçerli Berlin City Pass 48 saatlik 95 €. Ama bence bunların hiiiç birisine gerek yok. Çünkü Berlin’de ulaşıma hiç kimse para vermiyor. Yani beleeeşşş. Kontrol eden yok, turnike yok. Yani kafanıza göre istediğiniz hatta binin, o parayla da bir kokteyl içersiniz.


Berlin’de Konaklama: Berlin genel anlamda çok büyük bir şehir sayılmaz. Aslında sıksanız tüm gün yürüyerek ordan oraya gezersiniz, ama neden gezesiniz? Çünkü ulaşım bedeve 😀 Ayy iyice beleşçi oldum neyse. Konaklamak için 2 bölge önereceğim. Bir tanesi Kreuzberg çevresi diğeri ise Mitte çevresi. Peki biz bu çevrede bir yerde mi kaldık? Hayır asdfghj. Berlin’deki ulaşım ağını gördükten sonra Köln’de bile kalsanız gideceğiniz yere ışık hızındaki toplu taşımalarıyla ulaşabilirsiniz zaten, semtin pek önemi yok. Bu hosteli dünyadan Berlin’e giden herkese öneriyorum. HER KE SE. Hepiniz burda kalın. Hostel’ın ismi; Acama Hostel&Hotel Berlin. Bizce burası hostel falan değil hatta baya otel. Son derece konforlu yatakları, güler yüzlü çalışanları, 7/24 mükemmel kahvesi mevcut. Ayrıca 7 euro karşılığında tontoş Alman ablaların hazırladığı kahvaltıdan da yiyebilirsiniz. + olarak hemen yanında süpermarket bulunuyor. Metro istasyonuna da sadece 200 metre mesafede. Çok yer aramayın burda kalın direkt. Biz 3 kişi 2 gece konaklamaya 180 euro ödedik.


BERLİN’DE GEZİLECEK YERLER

Charlottenburg: Adından anlaşıldığı gibi burada Charlottenburg Sarayı yer alıyor. Berlin’in ana alışveriş caddelerinden Kurfürstendamm dışında çok kaydadeğer bir şey yok açıkçası. Gidip içine bile girmediğimiz için ne var bilemiyorum bir bizim AKSaray değildir şimdi asdfghj. Yine de o yakınlardaysanız uzaktan bakmaya değer.



Brandenburger Tor: Berlin’in ana simgelerinden biri olan bu kapı, dünyanın en çok turist alan yerlerinden birisi. Bir ucu muhteşem Tiergarten bahçesine uzanırken diğer kısmı da Unter den Linden’e uzanıyor. En ünlü şehir etkinliklerinin ve kutlamalarının yapıldığı yer olarak da literatüre geçiyor. Deli danalar gibi yaklaşık 6 km yol yürüdükten sonra vardığımız Brandenburger’a, siz de yürüyerek gelin bizce. Çünkü kapının arkasında efsane güzellikte bir yol sizleri bekliyor.



Holocaust Memorial: Yahudi Soykırımı’nda hayatını kaybedenlerin anısına yapılmış bir anıt. Brandenburger Tor’a oldukça yakın bir yerde bulunuyor. Dış mekanda açık bir şekilde bulunmasından ötürü canınızın istediği bir zaman ziyaret edebilirsiniz.



Ne yapalım... Tutamadık göz yaşlarımızı.



Kreuzberg Merkez Kafasına Göre Herkes: Şu manzarayı görüpte ağlamamak mümkün mü ey dostlar!? Burası baya mini Türkiye. Yani, Aksaray şu an nasıl Suriye ise burası da işte öyle Türkiye. Tabelalar, bina isimleri, dükkanlar her şey Türkçe. Baya bağımsız bir yaşam söz konusu. Öyle ki girişe kendi adımızı vermişiz. Her evde Türk Bayrağı görebileceğiniz gibi sağınıza baktığınızda; Bolu Et Dükkanı, Hatice Kuaför, Canım İstanbul Market, Çiğköftem gibi birçok dükkana da rastlayabilirsiniz. Camdan bağıran teyzeler, “Anneee su salsana aşağıya” diyen çocuklar.. Ben zaten Türkiye’den gelmişim ne yapayım oradaki Türkiye’yi demeyin sakın. Gerçekten burası baya enteresan bir yer. Mesela herkes Türk ama soru sorsanız sizle asla Türkçe konuşmuyorlar. Ya da şöyle cümlelere tanık olabilirsiniz; “Ich vermisse dich abi vallahi çok özledim yav”.


Ayrıca Kreuzberg sınırları içerisinde çok şahane 3. dalga kahveciler ve hamburgeciler mevcut. Canı Almanya’da bile kebap çekenler için ise birebir. Söylemeye gerek yok aslında bunu.



Berliner Dom: Berliner Dom çevresindeki her yerin çok güzel olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Nehrin kıyısına serpilmiş birçok tarihi yapı ve etrafındaki yeşilliklerle huzuru 5 dk’da yakalayabilirsiniz. Berlin Katedrali’nin içinde hiçbir zaman piskopos yaşamadığından resmi olarak katedral sayılmıyormuş 🙂 Vah vahh. Girişi 7 euro’ymuş. Ama biz bu parayı verdik mi? Tabiki hayır. Öyle uzaktaaannn uzaktaaan hiç konuşmadan.. 🙂



Alexanderplatz: İstanbul’a geldikten sonra öğrendim ki yerliler buraya Alex diyormuş. Ben de diyorum neden 3 dükkandan 2’sinin ismi Alex? Şu resimdeki kuleyi Berlin’in neresinden bakarsanız bakın görebiliyorsunuz. O yüzden bu sivrilmiş nesneye biz uyuz olduk 😀 Burası anlamsız bir şekilde bayağı bir popüler. Buluşma noktası diyelim. Alışveriş merkezleri ve teknolojik mağazalardan oluşan uzun caddelerin kesişmesi sonucunda oluşmuş gibi geldi bana. Berlin’in neresinde olursanız olun, buraya kesin ulaşım vardır. Tramvay, otobüs, tren, U-Bahn, S-Bahn alayı geçiyor.



Tiergarten: Kedi canını senin ya! Güzel ülkemdeki tüm parklara cami ya da ev yaptıklarından dolayı nereye gitsem büyük parklar benim favorim. Tiergarten o kadar büyük ki, girdiğiniz yerden asla çıkamıyorsunuz. Özellikle haftasonu gittiğinizde tüm Berlin’i burada koşarken görmeniz olası. Berlin’e arkadaş grubunuzla gittiyseniz alın şarabınızı, yemeğinizi yayılın çimlere. Harika bir atmosfer. Ama hırsızlık karşısında dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Suriyeli bir çocuk bizim kürt Duygu’nun telefonunu çalmaya çalıştı burada.  Ayrıca parkın içinde çok da güzel kafeler var, Berlin’e göre biraz pahalı da olsalar bu manzara için değer.



East Side Gallery: Keh keh keh. Bu fotoğrafı koymasam çatlardım. Çünkü neden koymiyim? Ben de kendi çapımda bir blogger’ım. İlk baktığınızda sağdaki kızı ben sandınız değil mi? Evet ben de kendim olduğunu düşünmüştüm ama değil 😀 Neyse konumuz da bu değil.

1961 yılında dünyaca utanç duvarı olarak bilinen, Doğu Almanların Batı Almanya’ya kaçışını önlemek için yapılmış bu duvar 1989 yılında alınan bir kararla yıkıldı. 1,4 km uzunluğundaki duvara dünyanın birçok ülkesinden graffiti sanatçıları gelip farklı çalışmalar yaptı. Şu an tüm duvar tellerle örülmüş durumda. Neden bilmiyorum ama tahminimce hoş olmayan resimler de barındırdığından karalama yapılmasın diye örülmüştür.



Checkpoint Charlie:  Burası Soğuk Savaş döneminde Doğu Berlin ile Batı Berlin arasındaki ana geçiş noktası olarak kullanılmış. Savaş yıllarında, aradaki geçişlerin engellenmesi açısından bu noktada Amerikan ve Sovyet askerleri nöbet tutuyormuş. Şimdi de şov amaçlı olarak duruyorlar. Berlin genelindeki en iyi hediyelik eşyacılar burada. Hediye işini AlexanderPlatz ve buradan halledebilirsiniz. İçinde bir de müze mevcut. Girişi 12,5 euro imiş. Değmez 😀


Berlin’de 1 hafta kalamazsınız ama 3 gün gayet yeterli. Maddiyat olarak hiç de pahalı olmadığını söyleyebilirim. 3 günde 100 euro ile gayet geçinirsiniz hatta. Ortalama olarak fiyatlardan bahsetmek gerekirse,


Kruvasan/Kek ve türevleri + Kahve: 7-8 euro

Su: 2 euro. Soda: 50 cent.


Bu büyük bir sorun- çünkü adamlar su diye soda içiyorlar. Direkt bakmadan alırsanız kusmanız olası.  2 euro’dan kastım, bildiğiniz bizim Hayat Su. Bu arada marketlerde bulmanız çok zor. O yüzden tavsiyem, Kreuzberg’deki Türk marketlerden depolamanız.


Hamburger + Bira: 12-13 euro.

Bira: 2,5 – 3 euro. (Berliner Bira baya iyi)

Çikolata:  (En kaliteli olanları) 2-3 euo. (Netto marketler tavsiyemiz, baya uygun.)

Patates Kızartması: 3,5 euro


İşte bizim Berlin maceramız böyleydi. Berlin’e ara sıra gidip gelmek lazım. Özgürlük açısından son derece gelişmiş bir ülke. Hatta biz oradayken HDP Miting yapmaya gelmişti. Neredeyse parmakla sayılacak derecede az polis görev yapıyordu miting alanında. Ertesi gün Berlin koşusu vardı mesela. Gündüzleri sessiz sakin, geceleri ise gece hayatıyla çok meşhur bir şehir.

Genel anlamıyla biz çok beğendik. Hiç de yabancı hissetmedik. Şimdi bunca konuştun ama neden yazının başlığı, Boşanma Davası Açtıracak Şehir diyorsanız söyleyeyim; erkekleri arkadaşlar. ERKEKLERİ. Maşallah kendileri adeta birer KEN DOLL. İnanılmaz kibar ve yakışıklılar. Hayran olmamak elde deil gerçekten. İnsan hayret ediyor 😀 Neyse bu kısmı çok uzatmıyorum okuyan erkeklerimiz üzülmesin asdfghjk.



Adres: Mehringdamm 32, Berlin, Almanya

Size son tavsiyem, Berlin’e gitmişken Mustafa’s Gemuse Kebap yemeden dönmeyin! Hayatınızda yediğiniz eeennnn ama ennn güzel döner işte burada. En kısa zamanda Türkiye şubesini bekliyoruz canım abilerim. UBahn’a binip Mehringdamm durağında indikten sonra kafanızı sola çevirin önündeki 689 km kuyruktan anlayacaksınız zaten doğru yerde olduğunuzu. Türk’ü, almanı, turisti vs hepsi bir lokma döner yemek için buraya geliyor. Muhteşem bir lezzet.  Mutlaka ama mutlaka deneyin.


Danke!

28 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page